İzmir’de gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki: ‘Baskı sistematik hale geldi’
İSTANBUL L – Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz ve Tolga Güney, JINNEWS muhabiri Melike Aydın ve DEM Partili basın çalışanı Fatma Funda Akbulut’un gözaltına alınmasının üzerinden iki gün geçti. DİSK Basın-İş, İzmir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü’nde tutulan gazetecilere ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, gözaltına alınanlarla bugün görüşme yapılmayacağı belirtildi.
‘GAZETECİLERE YÖNELİK BASKI VE GÖZALTI SİSTEMATİK HALE GETİRİLDİ’
İzmir’de 13 Şubat sabahı polis baskını sonucu gözaltına alınan gazeteciler için halen avukat sıkıntısı yaşanıyor. Avukatlar, belgede gizlilik kararı bulunduğunu belirterek, gözaltı süresinin 13 Şubat’a kadar uzayabileceğini belirtiyor. 72 saat. DİSK Basın-İş’ten yapılan açıklamada, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamaların sistematik hale geldiği belirtildi. Özellikle seçim dönemine vurgu yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Seçim gibi kritik süreçlerde gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklama dalgası, iktidarın normal uygulaması haline geliyor. 13 Şubat’ta Mezopotamya Ajansı (MA) evlerine yapılan baskın sonucu muhabirler Semra Turan, Tolga Güney, Delal Akyüz, JİNNEWS muhabiri Melike Aydın ve Gazete Duvar muhabiri Cihan Başakçıoğlu kelepçeli olarak gözaltına alınırken, aynı zamanda gazetecilerin kamera ve kameralarına da el konuldu.
Belgelerde kısıtlama kararı olduğu için gazetecilerin neden gözaltına alındığını öğrenemesek de meslektaşlarımızın gazeteci oldukları için iktidar tarafından hedef alındığını biliyoruz. Evlerine baskın yapmak, İstanbul Protokolü’ne göre cezası olduğu kanıtlanan kelepçeli gözaltına almak, belgelere gizlilik kararı koymak, avukatlara 24 saat kısıtlama getirmek gibi uygulamalarla gazetecileri ve gazeteciliği ‘kriminalize’ etmek istiyorlar. Başta Free Press çalışanları olmak üzere bilgiyi tekeline almak isteyen iktidar, yargıyı gazeteciler üzerinde baskı aracı olarak kullanıyor. Bugün hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan meslektaşlarımızın her biri sahada olan, başta insan hakları ihlalleri olmak üzere işlenen tüm suçları ortaya çıkaran, toplumun bilgi alma hakkını koruyan bir yerden mesleğini icra eden gazetecilerdir. “Gazetecilerin gerçekleri ortaya çıkarmasını ve toplumun bilgi alma hakkını engellemeyi amaçlayan bu gözaltı ve tutuklamaları kabul etmiyoruz.”
‘HERKESIN DAYANIŞMANLIĞINI ARTIRMASI GEREKİYOR’
Demokrasinin esaslarına değinen DİSK Basın-İş Yönetim Kurulu Üyesi İzel Sezer, gözaltı uygulamasına tepkisini şöyle dile getirdi: “Bugün Türkiye’de basın özgürlüğü ciddi tehlike altında. Özellikle gireceğimiz seçim süreciyle birlikte gazeteciler üzerindeki baskılar, özellikle Özgür Basın çalışanlarının sayısı artabilir.” Geçmiş deneyimlerimizden biliyoruz. Dolayısıyla basın özgürlüğünü ve toplumun haber alma hakkını savunmak sadece biz gazetecilerin sorumluluğunda değil. Türkiye’de gazetecilik yapma koşullarının, özellikle de gazetecilerin ortadan kalkmaması, gazeteciliğin ‘kriminalize’ hale gelmemesi ve bilgi alma hakkının savunulması için herkesin bu baskılara karşı durması gerekiyor. “Güçlü ses çıkarmak, dayanışmayı artırmak gerekiyor. Basın özgürlüğü için çabalamaya devam edeceğimizi, bu baskıların biz gazetecileri geri adım attıramayacağını söylüyor ve buradan tutuklularımızın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.” iş arkadaşları.”